Bilindiği
gibi Anadolu Türkmen dervişlerinden, Orhan Gazi’nin çağdaşı Geyikli Baba’nın
geyiklerle beraber yürüdüğü ve geyiklere bindiği ‘Bektaş Veli’nin şahin
kıyafetine girerek, uçup gitmesi, Karaca Ahmat Oğlu Hacı Doğrul’un doğan kuşu
suretine girmesi, güvercin suretine giren Sultan Hacimi yakalamak istemesi’
gibi efsanelerin hepsi ‘evrak’ ve ‘ijö lül’ menşeli Şamanizm unsurlarıdır.
Halen Geyikli Baba’nın geyiğine binerek gezmesi hakkındaki hikaye Altaylı
Şamanların (kamların) okudukları dualarda, ‘bindiğim hayvan geyik’ sözlerini
hatırlatmaktadır.
Görüldüğü gibi Anadolu; erenleriyle, evliyalarıyla, Türkmen
dervişleriyle, kahramanlarıyla, efsaneleriyle, Türkçe diliyle, destanlarıyla,
kendine özgü felsefesiyle, Mevleviler’in, diğer tarikat mensuplarının ve
Aleviler’in kutsal sayılan sema samah ayinleriyle Anadolu Türk Kültürü’nün
özünü oluşturmuştur.
Böylece, Türkler’in anayurdu Orta Asya’nın ve Şamanlığın,
Anadolu Türkleri’nin yaşamında oluşturduğu kültür izlerini birçok açıdan
sürebiliyoruz.”
İçi çe geçmiş evrenler Şamanizm’in temelidir...
“Şamanizm evrensel bir eksenin gereğinde birinden diğerine
geçiş imkanı vermek suretiyle evrenin gök ve yeryüzü, yeraltı şeklinde birbiri
üstüne konmuş iki veya üç bölge şeklindeki elle tutulamaz bir görüntüsünü
içerir, ayrıca kolaylık olsun diye kendilerine (Ruhlar) ismi verilen görünmez
fakat zoomorf (hayvan) şekilli olan kalabalık bir varlıklar grubunun da
mevcudiyetini gerektirir.”
Güneş ve Ay Şamanlıkta ne anlama geliyordu?
Güneş ana, Ay ata olarak biliniyordu. Türkler’de gök,
güneş ve yıldızların kültü gelişmiştir. Çağdaş Şaman davulları üzerinde de
yıldızların resimleri bulunmaktadır, bu davulları kullananlar bu sembolleri
yolların görünmesini sağlayan vazgeçilmez aydınlatıcılar olarak kabul
etmektedirler.
Marko Polo Kubilay zamanında ay ve güneş resimleriyle
süslenmiş bayraklardan söz etmektedir.
Şamanın elbiselerinde de güneşi, ayı bazen onlarla
birlikte dünyayı temsil eden metal süsler bulunmaktadır.
Bitkisel ve ayla ilgili biyolojik yaşamın birbiri ile
kesişmesi ölümün ve yeniden doğuşun sembolleri olan Ay’ın ve ağacın açık
şekilde birbirine benzetildiği düşünülebilir.
Su da yeryüzü gibi saflık timsalidir. Türkiye’de su
kaynakları kutsal kabul edilir.
Yedi veya dokuz dalı bulunan ağaç, gövdesi üst delikten
geçecek şekilde Yurt’un merkezine ekilir. Şamana evrensel yolculuğunda merdiven
görevini görür.”
Davul evrenin resmi midir?
“Ohlmark omuzlarına kanatlar takan bir Moğol Şamanının
hemen ardından kendisini bir kuşa dönüşmüş gibi hissettiğini saptamıştır. Kimi
zaman at gagalı bir değnek; evreni yansıtan ve gökte yazılı olanı okumaya imkan
sağlayan tunçtan bir ayna, evrensel dansa tempo tuttuğu gibi onu süsleyen
astronomik resimlerin de kanıtladığı üzere, davul evrenin resmi anlamına
gelmektedir.”
Dağ, Ötüken ve at Şamanlıkta ne anlama gelir?
“Dağ, (şamanın, b.n.) yeryüzü çekirdeğinden göğe doğru
yükselişini temsil eder, tırmanmak suretiyle onu tanrıya yaklaştıran bir tür
erişme ifadesidir. Dualar dağdan daha iyi işitilir, ölüler de sonsuz
ikametgahlarında özellikle onu bulamadıklarında daha az uzaklaşmış olurlar.
Ötüken, 'dua eden' demektir.
At, diğer yerlerde olduğu gibi ölülerin ruhlarına yol
gösterici olduğuna inanılır. Oğuzlar’da birlikte gömülen atların, atlar
tarafından onu cennete götürüldüğüne inanılır. Azerbaycan’da koyun ve at
figürlü mezarlar bulunduğu gibi lahitlerin yanında at figürü üzerinde süvari
motifli Müslüman mezarlarını 19.asrın sonlarına kadar görmek mümkündür.
Anadolu’da da böyle bir mezar Bitlis’de vardır.”
İnsan hem tek hem de çoktur!..
“Var olan her şey gibi insanın da hem bir tek hem de birçok
olduğuna inanılırdı. Ruhlarının tümü, aynı zamanda ve bir yerde bulunurdu. Bu
ruhlar onun dışında, kanında, kemiklerinde soluğunda bulunur, vücudunda dolaşır
ve her biri yaşamlarını, o insanın ölümünden sonra çeşitli yerlerde, ‘tıpkı
yaşayanlar arasında bulunuluyormuş gibi’ var olunan gökte, ‘ataların totemik
bölgesinde’, mezarın içinde, sancakta, ‘balballar’da sürdürebilir, başka bir
vücutta yer alabilir, ayrıca, dolaşıp durur ve birer hayalet olarak yaşayanları
tedirgin etmek için geri gelebilirdi.”
Şamanlık yalnızca Türkler’de mi vardır?
“...Şamanlık bir din değildir. Nitekim, Hristiyan
şamancılardan, Kırgız/Tatar Müslüman şamancılardan söz edilmesi bunu gösterir.
Ayrıca, Şamanlık yalnız Orta Asya ve Sibirya’ya özgü değildir. Bunu
Okyanusya’da, Kuzey Amerika ve Endonezya’da da buluruz. Ancak, Orta Asya ve
Sibirya Şamanlığı içinde Altaylılar, özellikle Türkler en önemli kolu
oluşturur.”
Şamanizm nereye aittir?
“Şamanizm, her ne kadar başka yerlerde izlerine rastlasak ve
bugün hemen her yerde bu tekniği ortaya çıkaran olaylar gözlemlesek de, aslında
Sibirya, Orta Asya ve Kuzey Amerika’ya ait bir olgudur. Evrenin birbirlerine
bir eksenle bağlı katlardan oluştuğu inancına sahiptir ve hemen her yerde ve
zamanda varlıklarını sürdüren genelde hayvan biçimli görünmez varlıkların
olduğuna ve bunların her şeye can verdiğine inanır, ki biz bunları ‘ruh’ olarak
tanımlayabiliriz.”
Kam’ı kim tayin eder?
“Kamlar, tanrılar tarafından tayin edildiğine göre,
ruhların kendisinin hizmetinde bulunduklarına inanan hayali geniş, mistik ve
yaradılıştan zeki olan kişilerdir. Tabiattaki bazı sırlara da vakıftır. Kam
(şaman) olacak kişi çocukluğundan beri çok düşünceli olur. Vakit vakit canı
sıkılır, ta’an şairidir, irticalen şiirler, ilahiler söyler. Deruni ve gerçek
vecd halindeyken ruhunun göklere çıktığına ve yeraltına inip, cehennemleri
gördüğüne inanır. Urenhaların inançlarına göre , kamların kudreti ilahidir.
Göklerden verilmiştir. Bu kudret, şamanın başı üzerinde bulut olarak gelir ve
‘ebekuşağı’ şekline girer, başını, vücudunu doldurur. Bunun içindir ki, her
şamanın davulunda ‘ebekuşağı’nın resmi bulunur.”
Kartal tanrının yeryüzüne inmiş şekli mi?
“Kartal göklerde en yükseklerde uçabilen, daha ileride Allah’ın
habercisi, belki de Tanrı’nın yeryüzüne inmiş şekli olarak bilinmekte.
Eskimolar’da Şamanın gerçek bir Şaman olabilmesi için kartala dönüşmesi inancı
vardır. Kuş, insanın ruhunu temsil eder. Ejder, Altay toplumlarında ve çağdaş
Sibirya’da gök gürültüsü olayını ejderhaya benzetirler.”
Yukarıda yazdığı gibi şamanlık asla bir din değildir şamanlık
tabiatçılık doğacılık ve felsefi bir yaşam şeklidir. Günümüzde Müslüman
Türklerde de Hristiyan Türkler de diğer dinlere mensup Türkler de şamanlık
bilerek veya bilmeyerek hala yaşanmakta ve yaşatılmaktadır. Nazar boncuğu Muska
ğaca bez bağlama Ay veya Güneş tutulmasında davul teneke çalınması Mezar yapma
Mezar ziyareti havaya silah sıkmak Gelinlerin beline kuşak bağlanması Kapı
eşiğinde durulmaması oturulmaması gibi daha bir çok alışkanlık şamanlıktan
gelmektedir.
Şamanlık mu kıtasından insanlıkla dağılmış bir yaşam şekli
ve inanıştır Asya'da Avustralya aborjinlerin de Yeni Zelanda'da da Güney ve
Kuzey Amerika'dada Afrika'dada hatta Avrupa'da tüm dünya’dada izlerini bulmak
şamanlığı yaşayanlar yaşatanlar bulmak hala mümkündür Kızılderililer de 'hala
şamanlığı Altay Cumhuriyeti’nde ki Türkler gibi aynı şekilde yaşamakta
yaşatmaktadır. Şamanlık Tabiatçılık ve Doğacılık olduğu için bütün dinlerde de
yaşamak yaşatmak mümkündür Orta Asya’da Atalarımız insanlığın ilk dini olan
Gök Tanrı dinini sonuna kadar yaşatmışlar Çinlilerle Arapların Kırgızistan
sınırları içinde olan Talas ta Yeni Sey ırmağında savaşmaları Arapların Yeni Sey ırmağına geçerken zorlanmaları ve Çinlilerin yoğun saldırısı karşısında
nehri geçerken çok büyük kayıplar vermeleri ve savaşı kazanamayacağız deyip
geri çekilmeye hatta kaçmaya başlaması üzerine, Talas dağının tepesinde
gizlenip savaşı izleyen o günkü özel kuvvetler diyelim 5 bin Türk atlı savaşçı
Arapları destek verme ihtiyacı görülmüştür.
Arapları bozguna uğratan Çinliler hazır birlik olmuşlar
iken bu Çinliler bu kuvvetle bize de saldırır deyip Tepede pusuda bekleyen 5 bin Türk atlı iyi savaşçı dağdan süzülerek Çin ordusuna saldırması sonucu kaçan
geri çekilen Araplar da çağrılarak ittifak olunması neticesi Çinliler bozguna
uğratılmış yardım ettiğimiz Araplar bize karşı çok büyük bir sevgi saygı
göstermişler Araplarla dostluğumuz başlamıştır.
Arapların o zaman dini olan İslam dini ve Kuran-ı
kerim incelenip bizim Gök tanrı dinimizle çok büyük benzerlikler
olması sonucu Türklerde Müslümanlaşma başlamıştır. İslamiyette tarikatlar asla
yoktur Kuran-ı Kerim-e göre de günahtır On iki imamlara kadar mezhepler bile
yoktur On iki imamlarla dört mezhep ortaya çıkartılmış sonrasında da İngilizlerin Ermenilerin ve Musevilerin ayak oyunları ajanları ile tarikatlar kurulmuştur.
İslam dinide bundan zarar görmektedir Kuran tek tir ve
içinde ibadet şeklide tektir fakat kolaylaştırma vardır İslam dini bilim dini
ve kolaylık dinidir bunu fırsat bilenler dinden 96 büyük tarikat çıkarmış irili
ufaklı 2000 in üzerinde tarikat olduğu söylenir ki Dinimiz de Tarikatçılık
günahtır Dini ayrıştırmakta ve Dini yozlaşma ve sapkınlıklara yol
açmaktadır.
Finlandıyalı Estonyalı Litvanyalı Moldovalı Makedonyalı
Macaristanlı Gagauzyalı Türk Cumhuriyetleri'nden Asya'nın değişik
yerlerinden ve abd deki Kızılderili Turancılardan görüştüğüm tüm
Türkolog arkadaşlar Şamanlığın din olarak algılanmasından müthiş
rahatsızlar. Şamanlık din değil doğacılık tabiatçılıktır nasıl ki Mevlana ney
vs. gibi şeylerle dinimize müziği sokmuş dinimizi sevdirmeye çalışmış ve
dinimize felsefi bir anlayış yüklemişse Şamanlıkta tüm dinlere doğacılık ve
tabiatçılık olarak bir farklılık güzellik sokmuştur.